Haber

Sulak Alanların Tahribi İnsan Medeniyetini Tehdit Ediyor

Türkiye Doğayı Koruma Derneği (TTKD) bilimsel danışmanı hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü münasebetiyle son yıllarda artan kuraklıklara dikkat çekerek, “Sulak alanlarımızı ve suyumuzu tüketirsek ‘6. Büyük Kütle olur’ dedi. Yok oluş kapımızı çalacak. Su olmazsa insan uygarlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Bu yok olmanın şakası.” “Hayır” diye uyardı.

TTKD bilimsel danışmanı Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde unutulmaması gereken en önemli şeyin, dünyanın son yarım milyar yılda 5 kitlesel yok oluşun yaşandığına dikkat çekti. Dr. Erol Kesici, “Sulak alanlarımızı ve suyumuzu tüketirsek 6. Büyük Kitlesel Yokoluş kapımızı çalacak. Su olmazsa insan uygarlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kuraklık ve artan iklim krizi bunun sonu olabilir mi?” 6. yok oluş İnsanlık kendi dalını kesiyor ve dünyanın şu ana kadar 5 büyük kitlesel yok oluş evresinden geçtiği ve bu evrelerin her birinin Dünya’daki canlı türlerinin büyük bir kısmının (80 ila 80 arasında) yok olmasına neden olduğu bildiriliyor. -Havada yaşayan kuşların bazı türleri hariç yüzde 96).Doğal afet olarak “Paleojen’de anlatılan beş yok oluştan sonuncusu olan 5. Büyük Kitlesel Yok Oluş’un, çapı 200 santimetre olan dev bir asteroidin neden olduğu belirtiliyor. 65 milyon yıl önce dünyaya 11 kilometre çarpıyordu” dedi.

‘SUlak alanlar hızla kirleniyor ve kuruyor’

Sulak alanların hızla kirlenip kuruduğuna dikkat çeken Dr. Kesici, “Sanayi devriminden bu yana bitmeyen tüketim hızı ve bilim dışı yöntemler nedeniyle sulak alanlar yok olursa hiçbir canlının hayatta kalması mümkün olmayacaktır. Buna paralel olarak sulak alanlar yok olursa hiçbir canlının hayatta kalması mümkün olmayacaktır. Kuraklık, iklim krizi ve ekosistem bozulmaları gibi insan faaliyetleri nedeniyle doğanın hızla değişmesi durumunda 6’ncı Büyük Kitlesel Yıkım yaşanacaktır.” “Ortaya çıkışın çok hızlı gerçekleştiğini unutmamak gerekiyor. Çünkü su ve sulak alanlar yaşamın vazgeçilmezidir, iyi yönetilmezse hastalık ve felaket getirir” dedi.

MARMARA DENİZİ KADAR 3 SUlak Alan Yok Oldu

Türkiye’de 1950’den bu yana 3 Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alan kaybı yaşandığını kaydeden Dr. Kesici, bu kayıpların iklim krizinin etkilerini de artırdığını söyledi. Kesici, “Yani suyun kötü yönetimi ve sulak alanlarda artan kayıplar iklim değişikliğine neden oluyor. Bu olay bir nevi zincirleme reaksiyonla sulak alanlarımızın yer altı sularının beslenememesine neden oluyor. Unutmamak lazım. İklim değişikliğinde etkili olan karbonun neredeyse yüzde 42’si sulak alanlarda depolanıyor.” “Sulak alanlar kuruyup işlevlerini yitirdikçe, bırakın karbon depolamayı, içerdikleri karbondioksiti açığa çıkararak çifte olumsuz etki yaratıyorlar” dedi.

‘BU KAYIP ŞAKA DEĞİL’

Dr., dünyadaki milyonlarca canlı türü arasında tatlı su kaynaklarının yarısından fazlasını insanın kullandığını söyledi. Kesici, “İnsanların bundan sonra bu suları kullanırken daha çok düşünmesi ve kendini koruması gerekiyor. Dünyanın en büyük tüketicisi ve atık üreticisi olan insanoğlu, dost ve israfsız bir dünya için verdiği sözleri yerine getirecek ve bilimsel uygulamaları hayata geçirecektir. 6’ncı yok oluşu önleyebilecek akılcı, yaşam temelli girişimler (fosil yakıt). “Bu yok oluşun hiçbir anlamı yok. Suya erişim sorunu ve suyun sürdürülebilirliği öncelikle çevre sorunları yaratsa da sosyal ve ekonomik açıdan da yadsınamaz derecede değerli ve öncelikli bir sorun haline geldi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu